m.-fatih-çıtlak-peygamber-2
Kıyâmet günü Efendimiz’e yakın olmak isteyen bir mü’minin yapması gereken, güzel ahlâk sahibi olmaya gayret etmek ve sözünü tartarak söyleyebilmektir. “Her kim Allâh’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin, ya da sussun.” (Buhârî, Müslim,) nebevî tâlimâtına dâimâ riâyet etmeliyiz.
Dolayısıyla kıyâmet günü Efendimiz’e yakın olmak isteyen bir mü’minin yapması gereken, güzel ahlâk sahibi olmaya gayret etmek ve sözünü tartarak söyleyebilmektir. Zira diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyrulmaktadır:
“Kul, Allâh’ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allâh’ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur.
Yine bir kul da Allâh’ın gazabını gerektiren bir söz söyler, fakat o sözün kendisini Allâh’ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah o kimseye, o kötü söz sebebiyle, kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder.” (Muvatta, Kelâm, 5; Tirmizî, Zühd, 12)
Rabbimiz âyet-i kerîmede şöyle buyuruyor:
“O (Allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yaratmıştır…” (es-Secde, 7)
Nitekim üzerinde ömür takvimini tükettiğimiz şu yeryüzü, binbir çeşit bitkisiyle, rengârenk çiçekleriyle, şekilleri değişik ağaçlarıyla, tatları ve biçimleri farklı meyveleriyle, ne muazzam bir güzellikte yaratılmıştır.
Yine süslü bir avize gibi ışıklar saçan Güneş, Ay ve sayısız yıldızlarıyla, milyonlarca ton ağırlığındaki suların rüzgâr vasıtasıyla boşlukta kuş gibi süzüldüğü bulutlarıyla, günün her saatinde değişen bir renk cümbüşü hâlinde deverân eden direksiz gökyüzü, ne müthiş bir güzellikte halk edilmiştir.
İnsanı da en güzel bir biçimde[1] yarattığını haber veren Rabbimiz, sözlerin en güzeli olan Kur’ân-ı Kerîm’de de[2] şöyle buyurmuştur:
“(Ey Rasûlüm!) Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler…” (el-İsrâ, 53)
Zira hadîs-i şerîfte buyrulduğu üzere;
“Muhakkak ki Allah güzeldir, (her işte) güzelliği sever…” (Müslim, Îmân, 147)
Dolayısıyla bir mü’minin, ibadet ve âile hayatı, beşerî münâsebetleri, giyim-kuşamı, yeme-içmesi, oturup kalkması, yürümesi, bakması en güzel olması gerektiği gibi, konuşması da en güzel olmalı. Hatta mü’min, dâimâ sözün en güzelini söylemeye tâlip olmalı.
Zira Mevlânâ Hazretleri’nin buyurduğu gibi;
“Söz vardır, keskin kılıç gibidir; dostluğu keser, öldürür. Kalpte tedavisi imkânsız yaralar açar. Kalp bahçesindeki yeşillikleri, sevgi çiçeklerini kış mevsimi gibi öldürür.” “(Bu sebeple) sözün maskarası olma! (Ağzından çıkanlara dikkat et!)”
“Bir söz de vardır ki, ilkbahar mevsimi gibidir. Her tarafı süsler, güzelleştirir; sayısız yararlar sağlar. (Kalp yaralarını, yorgun gönülleri tedâvi eder.)”
İşte bu sebeple; “Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim.”[3] buyuran Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’den hiçbir zaman bir kalbi incitecek, bir gönle diken batıracak bir kelime sâdır olmamıştır. Nezih ömrü boyunca fem-i muhsinlerinden bir defa dahî kırıcı bir sözün çıktığına hiç kimse şahit olmamıştır. O dâimâ Kur’ân-ı Kerîm’in; “…İnsanlara güzel söz söyleyin!..” (el-Bakara, 83) emrine imtisâlen insanlara sözlerin en güzelini seçerek konuşmuş, her zaman gönülleri ihyâ etmiş, kırılan yürekleri onarmış, kurumuş vicdanları rahmet lisânıyla yeşertmiştir.
Güzel sözün sadaka[4] olduğunu beyan buyurmuş, Allâh’ı zikretmek dışında çok söz söylemenin kalbi katılaştırdığını bildirmiş,[5] insanlar arasında söz taşıyıp fitne ve fesâda sebep olan kimselerin de Cennet’e giremeyeceklerini haber vermiştir.[6]
Ümmetini faydasız şeylere ve boş sözlere karşı îkaz etmiş;
“Kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, kişinin iyi müslüman oluşundandır.” buyurmuştur. (Tirmizî, Zühd, 11)
Yine kibir ve gösteriş maksadıyla ve yapmacık tavırlarla konuşan kimselerin İslâmî edebe aykırı davrandıklarını şu beyanlarıyla dile getirmişlerdir:
“İçinizde en çok sevdiğim ve kıyamet günü bana en yakın mesafede bulunacak kimseler, güzel ahlâk sahibi olanlarınızdır. Güzel konuşuyor dedirtmek için uzun uzun konuşanlar, sözünü beğendirmek için avurdunu şişire şişire laf edenler ve bilgiçlik etmek için lügat paralayanlar ise en sevmediğim ve kıyamet günü bana en uzak mesafede bulunacak kimselerdir.” (Tirmizî, Birr, 71)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, Ekim 2018
Devamı ve dipnotlar için: https://www.islamveihsan.com/peygamberimize-yakin-olmak-icin-ne-yapmaliyiz.html
...
https://www.youtube.com/watch?v=2cPgq9GIKjM
Transaction
Created
10 months ago
Content Type
Language
video/mp4
az