LBRY Block Explorer

LBRY Claims • ebu-zer-gıfari-hazretleri-alimler

80f6c818e8a02aebb0eb84976fe9d1784138470d

Published By
Created On
12 Jun 2023 22:01:01 UTC
Transaction ID
Cost
Safe for Work
Free
Yes
Ebu Zer Gıfari Hazretleri - Alimler Serisi
EBÛ ZER el-GIFÂRÎ
أبو ذر الغفاري
Ebû Zer Cündeb b. Cünâde b. Süfyân el-Gıfârî (ö. 32/653)
Servet terâkümü konusundaki görüş ve mücadelesiyle tanınan sahâbî.

Künyesiyle meşhur olduğundan adı âdeta unutulmuştur. Bu sebeple adının Berîr, Büreyr, Yezîd, Yüreyr, babasının adının Seken veya Abdullah olduğu da söylenmektedir. Haram aylarda bile baskın yapmaktan, yağmacılıktan ve yol kesmekten çekinmeyen Gıfâr kabilesine mensuptur. Müslüman olmadan önce Ebû Zerr‘in de yol kesip yağmacılık yaptığı, hatta kabilesinin en atılgan ve gözü pek yağmacılarından olduğu nakledilir. Ancak Gıfâr halkı gibi putlara tapmaz, onlardan nefret ederdi. Bizzat belirttiğine göre İslâmiyet’i kabul etmeden iki üç yıl önce Allah’a ibadet etmeye başladı. Hanîfler’le yakın ilgisi olduğu anlaşılan Ebû Zer, Mekke’de Hz. Peygamber’in bir olan Allah’a inanmaya davet ettiğini duyunca oraya gitti ve birçok güçlükten sonra Resûlullah’ı bularak müslüman oldu. Yine kendisinden nakledildiğine göre Hz. Peygamber Gıfâr kabilesinden birinin gelip müslüman olmasına hayret etmiş, Allah Teâlâ’nın dilediğine hidâyet nasip edeceğini söylemiştir (İbn Sa‘d, IV, 223). İlk bedevî müslüman diye bilinen Ebû Zerr’in dördüncü veya beşinci kişi olarak İslâmiyet’i kabul ettiğine dair rivayete göre bu olayın bi‘setin ilk yıllarında meydana geldiği söylenebilir. Kâbe’nin yanına giderek Müslümanlığını ilân eden Ebû Zer müşrikler tarafından kıyasıya dövüldü; ancak Abbas b. Abdülmuttalib’in araya girmesiyle ölümden kurtuldu. Ertesi gün yine aynı yerde müslüman olduğunu söyleyip dövülünce Hz. Peygamber onu, kabilesinin halkını İslâmiyet’e davet etmek üzere geri gönderdi ve çağrılmadıkça Mekke’ye gelmemesini istedi. Ebû Zer aldığı emri aynen uyguladı ve gayretleri sayesinde kabile halkının yarısı İslâmiyet’i kabul etti. Bu dönemde onun Kureyş kervanlarına baskınlar düzenlediği, bunlardan kelime-i şehâdet getirenlere mallarını geri verdiği, ele geçirdiği ganimetleri kabilesinden sadece müslüman olanlara dağıttığı rivayet edilmektedir (İbn Sa‘d, IV, 222, 224).

Ebû Zer Uhud (3/625) veya Hendek (5/627) Gazvesi’nden sonra Medine’ye hicret etti. Ashâb-ı Suffe ile beraber Mescid-i Nebevî’de yatıp kalktığı için her an Hz. Peygamber’in yanında ve hizmetinde bulundu. Hatta ashâb-ı Suffe akşam yemeklerinde zengin sahâbîlerin evlerine dağıtıldığı zaman bile o hep Resûl-i Ekrem’in evine misafir olurdu (İbnü’l-Cevzî, Telbîsü iblîs, s. 173).

Ebû Zer, Medine yakınlarında Gābe mevkiinde Hz. Peygamber’in sağmal develerine çobanlık ederken Uyeyne b. Hısn’ın baskınına uğradı ve çıkan çatışmada oğlunu kaybetti (Muharrem 6 / Haziran 627). Bu yılın muharrem ayında yapılan Zâtürrikā‘ Gazvesi ile şâban (aralık) ayında yapılan Benî Mustaliḳ Gazvesi esnasında Resûl-i Ekrem’in vekili olarak Medine’de kaldığına dair rivayetler zayıf görünmektedir. Aynı yılın şevval ayında (Şubat 628) Hz. Peygamber’in çobanlarını öldüren Ureyneliler’i yakalayan yirmi kişilik grubun içinde o da vardı. Emirlik isteği Hz. Peygamber tarafından uygun bulunmadı ve bu konuda yetersiz olduğu kendisine ifade edildi (Müslim, “İmâre”, 16-17). O günden sonra Ebû Zer ölünceye kadar hiçbir devlet görevine talip olmadı, verilen görevleri de kabul etmedi. Mekke fethinde ve Huneyn Gazvesi’nde kendi kabilesinin sancağını taşıdı. Hz. Peygamber onun hep yanında bulunmasını ister ve bazı konularda görüşünü alırdı. Resûl-i Ekrem son hastalığı sırasında da Ebû Zerr’i yanına çağırtmış ve kendisini kucaklamıştı.

Hz. Peygamber’in vefatından sonra halifeliğe Hz. Ali’nin daha lâyık olduğu kanaatini taşımakla birlikte Hz. Ebû Bekir’e biat edildiğini görünce o da biat etti. Hz. Ömer’in hilâfeti söz konusu olunca hilâfetle ilgili görüşü değişmemekle beraber ona da biat etti. Hz. Ömer sahâbîlere maaş bağladığı zaman Bedir Gazvesi’ne katılmadığı halde Ebû Zerr’i Bedrî kabul ederek ona Bedrîler kadar atâ bağladı. Bu dönemde muhtemelen fetihlere iştirak etmek üzere Suriye’ye gitti; kendisine bağlanan atâ ile cihad için at satın alıp besledi ve atları başka mücahidlerle nöbetleşe kullandı. Onun atlarının Humus’ta bulunduğu da söylenmektedir. Hz. Ömer ile birlikte Kudüs’ün (18/639), daha sonra da Amr b. Âs ile Mısır’ın fethine (20/641) katıldı. Mısır fethedildikten sonra orada bir müddet kaldı. Hz. Ömer’in hilâfetinin son yıllarında Medine’de bulunduğu anlaşılmaktadır (İbn Sa‘d, II, 336).
Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
https://www.youtube.com/channel/UCpYv0V7Knze16aRZku7BV9g/join

Youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın.

Facebook : www.facebook.com/tiyatrosesli
Twitter: https://twitter.com/sesli_tiyatro
...
https://www.youtube.com/watch?v=oSlJiH_dua8
Author
Content Type
Unspecified
video/mp4
Language
Open in LBRY

More from the publisher

Controlling
VIDEO
FİTR
Controlling
VIDEO
KUREY
Controlling
VIDEO
FATIH
Controlling
VIDEO
KURAN
Controlling
VIDEO
İMAM
Controlling
VIDEO
HZ. M
Controlling
VIDEO
HüME
Controlling
VIDEO
144.
Controlling
VIDEO
İMAN